top of page

Burçlar Üzerine Düşünceler



















Yazarlarımızdan Berfin Savcı'nın burçlar üzerine yazdığı yazı sizlerle. Keyifli okumalar!


Daha doğmadan, oluşum aşamasındayken, başlıyor insan evladı bir şeylere tutunmaya. Hayata başlayabilmek adına döl yatağına tutunma çabasıyla aynıdır aslında göz açtığı hayatta ayakta kalabilmek adına bağlanmaya başladığı inanışlar. Kabul edilmek ister insan aslımda bir gruba. Belli bir gruptan uzaklaşmak onu belki de toplumdan izole edecektir. Burç dediğimiz olay da insanları yorumlama adı altında belli başlı kalıplara ayırıp insanın bir grup içerisine dahil edilmesidir.


Hepimizin bildiği üzere astroloji aslında “Yıldızların Hesabı’dır.” Bilimsel olmamasına rağmen hafife alınamayacak ölçüde inanılıyor burçlara. Temelden ele almalıyız belki de. Astroloji gibi sözde bilimler ilk ortaya çıktığından beri insanların problemlerini açıklamaya ve onların davranışını tahmin etmeye çalışıyor. Kendini bulmak, keşfetmek isteyen insan için çok basit bir kaçış yoludur çünkü birçok kılıf uyduruluyor bu sistemlerde. Bugün bu sistemi incelediğimizde mit olduğunu kanıtlayabileceğimiz birçok örnekler serilir gözümüzün önüne. Örneğin; Astrolojiye baktığımız zaman gezegenlerin hareketine göre bir şeyler söyleniyor ama güneş bir yıldız, ay ise bir uydu olmasına rağmen bu sistem ilk ortaya atıldığı zaman, bundan bihaber olunduğundan belki de, bunlar göz ardı ediliyor. Veyahut bu sistem ortaya çıktığından keşfedilmemiş gezegenler, daha sonra keşfedildiğinde bu defa farklı yorumlamalar getirilmiştir.


Başka bir açıdan ele aldığımızda ise eski insanlar, burçların simgelerini yıldız kümelerinin oluşturduğu şekle göre ortaya atıyor. Halbuki başka bir açıdan bakılsa bu kümelere belki de çok farklı bir şekil zannedilip karakterimizi çok farklı etkileyecekti(!). Bu şekilcilik ilkesiyle de bu bağlamda pek yol katedemereceğimizi bilip görmezden geldiğimiz bir gerçektir. Hangi açıdan ele alırsak alalım; yaşamı oluşturan temel olguların felsefesinde düşünce, duygu, seçim ve davranıştır esas olan.


Bu sistemin insanların bilinçlerinde bu denli mantıklı sayılmasının başka sebepleri de var tabi. FORER ETKİSİ astrolojinin en çok yararlandığı davranış biçimidir. Nedir bu forer etkisi ? Bireylerin, kendileri için hazırlanmış gibi görünen ama aslında birçok insana uyacak kadar geniş ve belirsiz kişilik betimlemelerine yüksek puan verme eğilimlerini anlatan bir gözlemdir. Aslında genel geçer mevzulardır bahsi geçen. Tabi insanın bunu onaylaması da daha genel bir etki bırakıyor. İnsan evladı hep bir şeyleri birbirleriyle ilişkilendirmeye ihtiyaç duyar. Bu yüzden astrolojinin iddia ettiği şeyler sanki gerçekten karakter çözümlememizle ilişkiliymiş gibi algılanıyor. Örneğin; bir açıklama yapılıyor. Merkür etkisi yüzünden insanlar son derece gergin bir havaya bürünecek. Gerçekten stresli olan bir insan bunu hemen Merkür ile ilişkilendiriyor. Hiçbir problemi olmayan bir insan ise bunu duyduğunda bilinç altına atıp kurmaya başlıyor. En sonunda gerginliği bu olaya bağlayıp inanışını daha da körüklüyor. Bu olay ise bu sisteme dayanak kurmamızı daha da yatkınlaştırıyor.


Belki de tüm bunların hepsi insanların kendilerini keşfetme isteğinden, kim olduğunu merak ettiğinden kaynaklanıyor. Böyle de basit bir yol bulmuşken körü körüne bağlanmak istiyor. İnanıyor, çünkü bilmiyor kendini keşfedebilmenin güzelliğini. Bilmiyor, kim olduğunu, bulduğunda ise anlayamayacağından ürküyor. Her birey biriciktir aslında kimse böylesine bir sistemde genel ve belirsiz bir kişiliğe sığdırılamayacak kadar özeldir. Bir sazın telleri bile aynı ezgi için titreşmesine rağmen farklı yerlerdeyse, tüm insanları sadece 12 farklı grupta kategorize etmek ne mümkün.

Berfin Savcı



12 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page